- hiz, sürat
- фэмжьыгъ/хуабжьагъ, чъэрыгъ/жэрыгъэ
Турецко-адыгский словарь. Хъуажъ Фахъри. 2007.
Турецко-адыгский словарь. Хъуажъ Фахъри. 2007.
hız — is. 1) Çabukluk, sürat Hikâyede baştan sona kadar hareket ve hız olmalıdır. F. R. Atay 2) Bir hareketten doğan güç, şiddet Yağmur şimdi hızını daha da arttırmıştı. H. Taner 3) Çaba, güç, gayret, takat 4) fiz. Alınan yolun harcanan zamana oranı,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürat — is., ti, Ar. surˁat 1) Hızlılık, çabukluk, ivinti 2) fiz. Hız Birleşik Sözler sürat katarı vasati sürat … Çağatay Osmanlı Sözlük
vasati sürat — is., ti, esk. Ortalama hız … Çağatay Osmanlı Sözlük
çabukluk — is., ğu Çabuk olma durumu, hız, sürat Her şey umulmaz bir çabuklukla yoluna girdi. R. N. Güntekin Birleşik Sözler el çabukluğu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ivinti — is. Çabukluk, hız, sürat Birleşik Sözler ivinti yeri … Çağatay Osmanlı Sözlük
KÜMAŞE — Sürat, hız … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
momentum — is., fiz., Lat. 1) Bir cismin hareket miktarı, kütlenin sürat ile çarpımı 2) Hız, hızlılık … Çağatay Osmanlı Sözlük
süratlendirmek — i Sürat vermek, hız kazandırmak, hızlandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük